22 Ocak 2016 Cuma

UZANINCA GEÇMEYEN AĞRI

Doldurduğum suları dökmeden taşırım sana
Çattığım dalları ev sanıp misafirliğini beklerim
Zehrim alınıp kuyuma itildim çubuklarla
-Ganimetten bir pay, şehirdeki meczuplara-
Yürüyüşten, ayaklarımı sürüdüğüm için atıldım

Ağzımızda toprak tadı en özenilmiş sofralarda
Aynı elbiseyle geçiştirilen davetler
Yırtılıp da yenisi konmuş bir fotoğrafın
Yadırganışı var her bakmamda
En sona saklanan hediyeler henüz göz göze gelmeden verildi
İlk soruyla anlatıldı bütün akılda kalanlar
Bir kol uyuşmasıyla ovalanan korkular, iştahsızlık
Hastalıklar, izinsiz kopardığımız meyvelerle sokağımıza girdi

-Vaktimiz
 Yanlış yazılmış bir adresi ararken
 Ev sahiplerinin terslemeleriyle geçti-

Artık, yalnız kapı dışarı edilenler anlatabilir 
Apartmanların üzerine kurulduğu harabeleri
Sana miras kalan;
Unutkanlık, yakın gözlükleri, günü geçmiş merhemler
Bu tufanı da kar tatilleriyle atlatabilirsin belki
Uslu durup, ilaçlarını günü gününe içersen eğer.

(Akatalpa 193)

Hiç yorum yok: