Reşad
Halife’ye…
Köpük, kaybolup gider;
ancak insanlara yarar veren ise yerde kalır.*
I
Köpüktü
tarla yakan, köpüktü peçe yırtan
İşmar
eden köpüktü, duvarlara ağlayan
Çölde
uyuduğum zaman yüzümde biriken kumlar
Bahçe
lambası yanınca suskunlaşan dünya
Çarşaflar
katlanırken kapı çaldığında
Yatıya
gelen hüzün köpüktü
II
Dünya
kovandı uğuldadım
Beşe
aldığımı üçe sattım
Halk
pazar kurmuş
Ben
arifler dükkânı sandım
Ay
oldum dolandım ışıklar kapanınca
Gece
hışırdayan çalılar
Patikalardan
kollarımı kanatarak yürürdü
Hafifledikçe
terazide ağır basan bizdik
Tartıda
hile yapan köpüktü
III
Köpük
tutukluk yapan bir silahtır Yemen Çölü’nde
Dernek’te
can sıkıntısı, mevzuatta değişiklik, kilerde toz
Köpük
kötü çıkmış sonbahar fotoğraflarıdır yüzümde
Yıldırımın
düştüğü yerde, içerde
Kardaki
izleri takip edenler
İzbelerde
üşür bulurdu seni
İç
çeken köpüktü
İncil’in
mezmurlar bölümünde
IV
Köpük
kendini attı geriye su kaldı
Güneşlere
serildin mi
Atın
evimin yolunu kendi başına bulmuş
Açıklarda
vuruldun mu
*Rad
Suresi, 17. Ayet.