Anne bir kardeş
olduğumuzu hatırla
Saçlarını taratmak için sırtını döndüğünde bana
Ben çıkıp dut
ağacını silkelerdim
Sen masayı silerdin, temizlenirdi dünya
Gözünün daldığı yerden
Sana bakan bendim
Elim boş geldimse de
Sen aynı suda yunduğumuzu unutma
Bilmem selamımı
aldın mı
Soramam, yadırgadın mı yerini
Süleyman değilim ki konuşayım kuşlarla
Zincir bileğini
sıkınca
Yüzü asılmış rüzgârın
Yıkılmış dükkân
İçinde senin pazarlığın yapıldığında
İlkin hoş tutmuşlarsa da seni
İçlerine sinmemiş konukluğun
Kadıya şikâyet olmuş dolunay zamanı durgunluğun
Yaktığın ateşi izlerken ovada
İlk, kılıç şıngırtıları
gelir kulaklarına
Dalı yontarken dalgın
Ya da bir vazoyu sessiz boyasan da
Suyunu günlük verdiğin çiçekler
Yerden taş toplayarak gelir sana
Şimdi, düşersen
aklıma ilk kuyuya bakmak gelir
Yaktığın ateşin çıtırtısı
Karışır yıldızlara
Sen, anne bir kardeş olduğumuzu hatırla
Pazara götürürlerken zincir sıkarsa bileğini
Avcunda sıkı tut uğur getiren kolyeni
Ve saçların kesilirken ağlama
Saçlarını taratmak için sırtını döndüğünde bana
Sen masayı silerdin, temizlenirdi dünya
Gözünün daldığı yerden
Sana bakan bendim
Elim boş geldimse de
Sen aynı suda yunduğumuzu unutma
Soramam, yadırgadın mı yerini
Süleyman değilim ki konuşayım kuşlarla
Yüzü asılmış rüzgârın
Yıkılmış dükkân
İçinde senin pazarlığın yapıldığında
İlkin hoş tutmuşlarsa da seni
İçlerine sinmemiş konukluğun
Kadıya şikâyet olmuş dolunay zamanı durgunluğun
Yaktığın ateşi izlerken ovada
Dalı yontarken dalgın
Ya da bir vazoyu sessiz boyasan da
Suyunu günlük verdiğin çiçekler
Yerden taş toplayarak gelir sana
Yaktığın ateşin çıtırtısı
Karışır yıldızlara
Sen, anne bir kardeş olduğumuzu hatırla
Pazara götürürlerken zincir sıkarsa bileğini
Avcunda sıkı tut uğur getiren kolyeni
Ve saçların kesilirken ağlama
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder